Bu hafta sonu evden dışarı adımımı atmamamın ödülü bitirdiğim iki roman oldu: Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası ve Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ile Rakım Efendi kitapları. İkisi de birbirinden güncel ve keyifli idi. Lafı çok uzatmadan bu romanlardan aklımda kısa kısa neler kaldı onları burada paylaşmak isterim.

Araba Sevdası:

– İstanbul’da o zamanlar pek meşhur Belle Helene operası çalınırmış.

– Bütün mirasyediler gibi Bihruz Bey de servetini, yemekle bitmez tükenmez zannederdi.

– Fransızca konuşmak marifetmiş o zaman.

– Bihruz Bey devamlı kendi kendine gelin güvey olmuş.

– Alaturka saat günümüz saatinden farklıdır. Hava kararınca saat 12 olmuş demektir.

– Kitabın sonunda imana gelen Bihruz Bey Periveş Hanım hakkındaki gerçeği de öğrenir.

– İlk realist Türk romanı.

– Eskiden kalemlerde çalısanlar işe pek uğramazlarmış. Ne güzel işmiş 🙂

– Araba Sevdası değişik markalar BMW, Porsche, Ferrari etc. adı altında devam etmekte günümüzde, Fransızca yerine artık İngilizce kelimeler kullanıyoruz.

Felatun Bey ile Rakım Efendi:

– Doğru batılılaşma nasıl olmalıdır?

– Azimli Rakım Efendi, 100 altına kendine esir (daha doğrusu cariye) satın alır.

– O yıllarda Tophane’den Kağıthane’ye kadar kayıkla gitmek mümkündür.

– İngilizler çocuklarına Türkçe ders aldırır.

– Rakı içmek makbuldur.

– Herkes Rakım Efendi’ye aşıktır.